12 milyar dolar servet kime kalacak?

21

4 Eylül’de, 91 yaşında Milano’daki evinde hayata gözlerini yumdu. Armani’nin ölümüyle moda endüstrisi bir devri kapattı. Yarım yüzyılı aşkın kariyeriyle, giyim tarzını kökten değiştiren İtalyan tasarımcı, sadece kıyafetler tasarlamadı; modern erkek ve kadın silüetini yeniden şekillendirdi.

Armani, ünlülerin kalbini, Hollywood’un kırmızı ha­lılarını fethetti ve küresel bir imparatorluk kurdu. Efsanenin ölümü, dünya çapında yankı uyan­dırırken, mirası, minimalist stili, zamansız zarafeti ve yenilikçi yak­laşımıyla yaşamaya devam ediyor.

Mütevazı gençlikten küresel imparatorluğa

Giorgio Armani, 11 Temmuz 1934’te İtalya’nın Piacenza şehrin­de, memur bir ailenin üç çocuğun­dan ortancası olarak doğdu. İkin­ci Dünya Savaşı’nın zorlu yılların­da büyüyen Armani, patlamamış bir top mermisinin infilak etme­si sonucu ağır yanıklar aldı ve bir arkadaşını kaybetti. Bu travmatik olay, belki de onun disiplinli ve ka­rarlı kişiliğini şekillendirdi. Baş­langıçta tıp kariyeri hayali kuran Armani, A.J. Cronin’in idealist bir doktoru anlatan The Citadel roma­nından etkilenerek 1953’te Mila­no Üniversitesi’nde tıp eğitimi al­maya başladı. Ancak bu eğitim üç yıl sonra askerlik nedeniyle yarıda kaldı. Verona’daki askeri hastane­de çalışırken, Arena’daki sanatsal gösterilere katıldı ve modaya ilgisi burada başladı.

Askerlik sonrası, 1957’de Mila­no’nun ünlü La Rinascente mağa­zasında vitrin sorumlusu ve satış elemanı olarak moda dünyasına adım attı. 1960’larda Nino Cerru­ti’nin Hitman markası için erkek giyimi tasarlamaya başladı; işte burada hafif, yumuşak kumaşlarla deneyler yaparak gelecekte imzası olacak stilini şekillendirdi. 1973’te mimar Sergio Galeotti ile tanışma­sı, hayatının dönüm noktası oldu. Galeotti’nin finansal desteğiyle 1975’te Giorgio Armani’yi kurdu ve ilk koleksiyonunu 1976 ilkbahar/ yaz sezonu için sundu. Bu kolek­siyon, sade silüetleri ve nötr ton­larıyla moda dünyasında devrim yarattı. Armani, kariyeri boyun­ca bağımsızlığını korudu; şirketini halka açmayı veya büyük gruplara satmayı reddetti, bu da onu moda endüstrisinde diğerlerinden ayı­ran bir özellik oldu.

Koleksiyonları, moda tarihi­ne damga vurdu. 1975’te ilk ola­rak erkek koleksiyonuyla başladı, 1981’de Emporio Armani’yi genç­lere yönelik daha erişilebilir bir marka olarak tanıttı. 1991’de AX Armani Exchange’i ABD pazarına sundu, 2000’de Armani Casa ile ev dekorasyonuna girdi. Tasarımcı, spor dünyasında da iz bıraktı; İtal­ya Olimpiyat takımlarına, Chel­sea futbol takımı ve Olimpia Mila­no basketbol takımına üniformalar tasarladı.

Armani’nin tasarım felsefesi, androjen estetik üzerine kuruluy­du. Armani felsefeyi, “Erkeklerin imajını yumuşattım, kadınların­kini sertleştirdim. Erkekleri kadın kumaşlarıyla giydirdim, kadınlar için erkeklerin güçlü takımını çal­dım,” diye özetlemişti. Erkek gi­yiminde sert görünümlü ceketle­ri dönüştürdü; astarları çıkararak, omuzları yumuşattı ve rahat bir si­lüet oluşturdu. Bu yenilik, 1980’ler­de ünlü oyuncu Richard Gere’in Amerikan Jigolo filminde giydi­ği Armani gömlekleriyle zirveye ulaştı ve film, Armani’yi Hollywo­od’un vazgeçilmezi yaptı. Kadın gi­yiminde güçlü görünen tasarımları popülerleştirdi; nötr tonlar, yumu­şak omuzlar kullandı. 1980’lerde Diane Keaton ve Jodie Foster gibi yıldızlar bu tasarımları giyerek fe­minist bir moda tavrı yarattı. Ar­mani, Hollywood’da bir efsaneydi. Dokunulmazlar, Şeytan The Devil Wears Prada gibi 100’den fazla fil­min kostümlerini tasarladı; Lady Gaga, Sophia Loren, Brie Larson, Julia Roberts ve Cate Blanchett gi­bi yıldızları kırmızı halıda giydirdi.

Comments are disabled.